USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

DUYGULAR VE MANTIK

26-01-2023

Biz insanoğlu yaşamı algılamaya başladığımız andan itibaren iki güçlü olgu tarafından yöneltiliriz.

Ölene kadar bizi yöneten bu iki olgudan biri duygularımız diğeri de mantığımızdır.

Huzurlu ve mutlu bir hayat için bu iki olgunun az veya çok dengede tutulması gerekir.

Şöyle ki insanın duyguları bir olay karşısında daha ağır bastığında gerçeklikten uzaklaşılır, bu durum neticesinde bizleri yanlış kararlar hayal kırıklıkları ve başarısızlıklar izler.

İnsan aşırı mantıkçı bir yaklaşımda ise, insani değerlerden ve maneviyattan kopmaya başlar.

Şu yalan, fani ve geçici dünya hayatında bizi biz yapan çok önemli değerler vardır.

Toplumsal birlikteliği güçlendiren ve insanın onurlu, huzurlu ve mutlu bir yaşamın olmasa olmazı olan ve aşınmaya yüz tutan 3 önemli değerle ilgili görüş ve düşüncelerimi paylaşmak isterim.

Makaleme konu aldığım 3 önemli değer SAYGI-SADAKAT ve SAMİMİYET’TİR

Bu üç önemli değer monotonlaşan, sıradanlaşmaya başlayan hayatımızı zenginleştiren önemli değerlerdir ve bu kıymetli kurallar dostlukları sağlam temellerde tutar.

Saygı, gönül dünyamızda yeşermeye başladığı andan itibaren bu duyguyu samimiyet, sorumluluk, sadakat izler.

Bu değerlerin üzerine ise dürüstlük, doğruluk (adalet), çalışkanlık ve son olarak olgunluk konulmaya başlar.

Samimiyet ise içtenlik anlamındadır.

Kişi gösterdiği ilgide, söylediği sözlerde, savunduğu değerlerde, yaptığı ibadette ve benzeri her davranışında sahte değil samimi olmalıdır.

Önemle şu tespiti yapayım’ Samimi olmayan insanlar güvenilmezdir.

Samimi olmayan insan yüzünüze karşı başka arkanızdan başka davranır. Ya da toplum içinde farklı yalnızken farklı davranır.

Samimiyet iyi insan olma yolunda temel taşı gibidir.

Zira samimi olmayan insan diğer değerleri geliştiremez.

Saygı kavramına ise bakışım şudur;

Kişi kendisi paylaşmasa da içinde bulunduğu toplumun değerlerine saygılı olmalıdır.

Bunu başaramayan insanlar topluma karşı yabancılaşır ve ondan uzaklaşırlar.

Böyle olunca da o insan yalnızlaşır ve agresifleşirler.

Ayrıca saygılı kişi kurumlara karşı da saygılı olmalıdır.

Toplumda bazen o kurumun başındaki kişiye saygı duyulmasa bile kişinin temsil ettiği tüzel kişiliğe saygı duyulmalıdır.

İnsan Ailesine, milletine, ülkesine ekmek yediği kente karşı, yaşadığı çevreye ve mesleğine sorumluluk duymalıdır.

Sorumluluk duygusu gelişmemiş insanlar sadece kendi menfaatlerini gözetir ve günübirlik yaşarlar.

Günün koşullarına göre menfaatleri hangi yönde ise o yöne meylederler.

Bu kişilikli insanlar bazı konulardaki bilgileri çarpıtıp yanlış bilgilendirmeler yaparlar.

Sadakat insanı insan yapan en önemli değerlerdendir.

Milletin vergisiyle yaşamını sürdüren bir kişi milletine, bayrağına, ülkesine, ekmek yediği şehrine, çalıştığı kurumuna sadakatle hizmet etmelidir.

İnsan kişilere kızıp kurumunu veya ülkesini başkalarına kötülememeli, aksine gördüğü problemlerin düzeltilebilmesi için gayret göstermelidir.

Yukarıda belirttiğim özelliklere sahip bir insan, ideal insan olarak değerlendirebilir.

 Ancak dünyada bir yer edinmek isteyen toplumlar şirketlerinin veya kurumlarının koltuklarına yukarıda belirttiğim  özellikleri en çok sağlayan kişileri getirmeye çaba göstermelidirler..

Evet, Maddeleşen, çıkara dayalı ve güce teslim olmaya başlamış yaşamda her geçen gün samimiyet-güven ve saygı noktasında sıkıntılar yaşamaya başlıyor ve şu süreçte gerçek dost bulmak nerdeyse imkânsız bir hale geliyor.

Hayatı güzel insanlarla yaşamak kadar değerli ne olabilir ki.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?